Toplumun bize sunduğu bazı kalıplara uymaya çalışmaktır kimileri için yaşamak... Her daim bakımlı, enerjik, pozitif ve başarılı olmamız beklenir. İnsan olduğumuzun unutuluşudur bu aslında. Bir kadın kahkaha atıyorsa hoppa, sessizce oturuyorsa korkak değildir. Her duruş kişinin kendi tavrıdır. O anki duygu halinin beden diline yansımasıdır. Ve bize getirilen sınırlamaların özgürlüğümüzü sınırlayışıdır. Şuan kadınların vücutlarıyla gurur duymaları konusunda çalışmalar yapılıyor, bu çok güzel bir gelişme evet. Ünlü kadınlar başta olmak üzere kadınlar kusurlarıyla gurur duyduklarını haykırıyor sosyal medya üzerinden. Ama tek sorunun bu olmadığı unutulmamalı. Toplumun sunduğu tek kalıp "Kadın dediğin kusursuz bir vücuda sahip olmalı" anlayışı değil. Yalnızca fiziksel görünüşümüze değil, davranış şekillerimize hatta kişisel zevklerimize dil uzatıyor bazı bilirkişiler. Her şeyde onların söz hakkının bulunduğu düşüncesiyle... Sonu gelmeyen bir egoyla... "Sen kim ol...
Acemi bir yazarın kaleminden dökülenler... Konuşmayı seven ama bazı şeyleri konuşmayı değil de yazmayı seven tipik sahaf müşterisi. Okur, yazar, gezer ama en çok da konuşur:)) Yorumlarınızla gelişmeme yardımcı olunuz lütfen. Shakespeare ve Nazım Hikmet kardeşliğinde güneşli günler dilerim...