Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Düşünmenin Suç Olmadığı Bir Dünya Kurulur Mu Dersin?*

İzlemekte geç kaldığım bir film... 2007 yapım "Mavi Gözlü Dev"... Yetkin Dikinciler'in zaten halihazırda epey benziyorken biraz makyaj yardımıyla Yaşayan Nazım olduğu film... O şahane dizeleri bir de onun güzel yorumundan dinlemek... Dolunay Soysert'in kafamdaki Piraye kavramına birebir uyması... Özge Özberk'e Münevver ismini her duyduğumda duyduğum gıcıklığı duyabilmem... Nazım Hikmet ve ailesi hakkında birçok kitap okudum. Genco Erkal gibi isimlerden şiirlerini dinledim. Paraya kıyıp Yapı Kredi Yayınlarının özel olarak hazırladığı orijinal Nazım Hikmet şiir kayıtları ve şiir kitapları setini aldım. Kısaca Nazım benim için hep özel oldu. Hayatının her detayını bilmek için uğraştım yıllarca. Şiirlerinin gerçek manasını anlayabilmek adına... Çoğu insan okuduğu şiiri kendine göre yorumlar. Bundandır şiirin her insanda farklı hisler uyandırabilme gücü. "... Kalbimin kızıl saçlı bacısı..." dizesi kimisinde derin bir aşkla tebessüm uyandırır kimisinde ...
En son yayınlar

Sana ne?

Toplumun bize sunduğu bazı kalıplara uymaya çalışmaktır kimileri için yaşamak... Her daim bakımlı, enerjik, pozitif ve başarılı olmamız beklenir. İnsan olduğumuzun unutuluşudur bu aslında.   Bir kadın kahkaha atıyorsa hoppa, sessizce oturuyorsa korkak değildir. Her duruş kişinin kendi tavrıdır. O anki duygu halinin beden diline yansımasıdır. Ve bize getirilen sınırlamaların özgürlüğümüzü sınırlayışıdır. Şuan kadınların vücutlarıyla gurur duymaları konusunda çalışmalar yapılıyor, bu çok güzel bir gelişme evet. Ünlü kadınlar başta olmak üzere kadınlar kusurlarıyla gurur duyduklarını haykırıyor sosyal medya üzerinden. Ama tek sorunun bu olmadığı unutulmamalı. Toplumun sunduğu tek kalıp "Kadın dediğin kusursuz bir vücuda sahip olmalı" anlayışı değil. Yalnızca fiziksel görünüşümüze değil, davranış şekillerimize hatta kişisel zevklerimize dil uzatıyor bazı bilirkişiler. Her şeyde onların söz hakkının bulunduğu düşüncesiyle... Sonu gelmeyen bir egoyla... "Sen kim ol...

Sen, Sen Olduğun İçin Değerlisin :)

Arkadaşlık konusunda düşündüğüm kadar başarılı olmadığımı daha yeni yeni anlıyorum. Belki de suç bende değil arkadaşlık kavramının değişen formundadır. Bazı şeylerin artık olması gerektiği gibi olmamasıdır mesele. İyi bir sırdaş olmanın artık tek başına dost olmaya yetmemesidir belki de sorun...    İnsanlarla dost olabilmek için yalnızca sırlarını tutmak, iyi ve kötü günlerinde yanlarında olmaya çalışmak değil onlarla aynı şeylere gülmek, aynı zevklere sahip olmak ve aynı doğrulara inanmak gerekiyor artık. Bu da bence kişinin kendi benliğini yitirmesiyle eş değer. Topluluklar arasında yalnız kalmaktansa kendi içinde kaybolmayı yeğliyor günümüz insanlarının çoğu.     Son durumda kişisel düşünceler kaybolarak yerini kitlesel düşüncelere bırakıyor. Ve herkesin aynı şeyi düşündüğü bir insan topluluğu çıkıyor meydana. Hiçbir farklılık, hiçbir farklı renk yok artık. Tartışma denen şey yok olmuş, aynı şeyleri düşünen insanlar birbirleriyle neyi tart...

DÜŞÜNCELER YUMAĞI

Yeni güne son iki dakika kala başlıyorum bu satırları yazmaya. Yorgun bir beden ve aldığı nefesi hissedebilen bir ruh ile... İlginç bir başlangıç sanırım. Belki de ilk olarak 3 yıldır nerelerde olduğumu açıklamam gerekiyordu. Ama inanın açıklama yapmak hiç içimden gelmiyor. Kısaca zor zamanlar geçirdim, bir ara bloga erişim sağlayamadım falan filan. Öyle işte. Şimdi yeniden klavyemin başındayım. Yoruluyor insan. Çok düşünmekten ve belki de bazı şeyleri gereğinden fazla hissetmekten... Hayata eşit şartlarda başlayamamaktan... Farklı kulvarlarda yarışılmasına rağmen değerlendirmenin tek standart üzerinden yapılmasından... Hak ettiğini düşündüğü gibi olamamaktan belki de, bilmiyorum. Kafam öylesine karışık ki. Yazmanın beni biraz toparlayabileceğini düşündüm. Hayatta en değerli ve yeri doldurulamaz şey sevgi. Onsuz yaşayamam dediğim varlık. Dünya üzerinde yaşanan tüm sorunların temelinde bir yerlerde sevgi eksikliğinin yattığını düşünüyorum. Birileri yeterince sevilmemiş, çocukken hiç...

Yeni yıl, yeni umutlar,yeni gülücükler,yeni hayatlar...

                         Merhaba çok kıymetli dostlarım ;    Miladi takvim kullanan ülkelerin tüm dünya insanları,hepimiz çok heyecanlıyız.Özellikle de ben.Yılbaşını çok seviyorum.Paramın son kuruşuna kadar sevdiklerime hediye almayı,yılın son günleri parasız ama hediyeli dolaşmayı.Yılın son günlerini içimde buruk bir hisle ama kıymetini bilerek yaşamayı seviyorum.Yeni yıl için günlük bakmaya,hayaller kurmaya bayılıyorum.İçim kıpır kıpır...     Sizlerin de aşağı yukarı böyle olduğunu tahmin edebiliyorum.Yeni yıl ruhu böyle olmalı.Her daim umut dolu,heyecanlı,bol bol gülücüklü,belki de biraz hayalperest olabilmeliyiz.Hayal kurmaktan asla vazgeçmemeliyiz.Ne demişti ünlü biri 'Bir kişiye yapılabilecek en büyük kötülük onun hayallerini çalmaktır.' Bu sözden hayallerimizin en değerli varlığımız olduğunu çıkartabiliriz.      Bir insanın her şeyini alabilirsiniz.Fakat o insan istemedikçe,i...

Korku ve Cesaret

                                             Başarıya ulaşmak için korkularınızı yenmelisiniz denilir hep.Evet,bu bir dereceye kadar doğrudur da.Korkunun fazlası başarıyı engeller.Başarısızlığı da engeller belki ama başarmak için başarısızlık da gereklidir.     Başarmak için önce başarısız olmalısınız.Ne kadar çok hata yaparsanız o kadar çok şey başarırsınız.    Başarısızlıklar ve hatalar,başarı için gerekli olan tecrübeyi sağlarlar aslında.Nietzsche ne diyor; Uçmayı istiyorsan düşmeyi bileceksin.    Aynen öyle.Başarmak istiyorsanız hata yapmaktan korkmayacaksınız.Başarının yolunda hata yapmak da bir adımdır.Oysa bizler hata yapma korkusuyla,olduğumuz yerde saymayı da bir başarı kabul ederiz.Böyle yaparak sadece kendimizi kandırmıyoruz.Aslında bizden çok daha geride olan insanların sırf cesaretleri sayesinde hayat yarışını kazanmaların...

KENDİMİZİ EN İYİ ŞEKİLDE İFADE ETMEK

Merhaba, önceden bahsettiğim gibi ben çeşitli makaleler,yazılar da yazıyorum. Üzerinde epey çalıştığım ve de sonuçtan memnun kaldığım bir yazımı da sizlerle paylaşmak istedim.Umarım beğenirsiniz.Çevremdekiler iyi bir yazar olduğumu söyler.Bakalım siz benim yazarlığımı beğenecek misiniz?                                                                   Kendimizi en iyi şekilde ifade etmek       Çoğu insan, kendimizi en iyi şekilde ifade etme biçiminin konuşmak olduğunu düşünür. Bu bir dereceye kadar doğrudur da. Konuşurken çoğu zaman düşünmeyiz ve de içimizden geçeni, hiçbir anlam yüklemeden söyleyiveririz.       Yazmak da bir kendini ifade etme biçimidir. Sanatçılar, yazarlar ne derler hep bilmez misiniz? Ağzımdan çıkmayan kalemimden fırlayıverir, ben de buna eng...

Bir Zamanlar Deli Gönlüm şarkısı

Bu seneki Türkçe olimpiyatlarında Bulgar Martin Yordanov'ın söylediği Bir Zamanlar Deli Gönlüm şarkısını da çok severim.En çok da Sezen Aksu söylediği zaman.Söz Ülkü Aker ve müzik Onno Tunç 'a aittir.Sizlerle de sözlerini paylaşmak istedim. İşte o müthiş şarkının sözleri: Ele avuca sığmazdı deli gönlüm Bir zamanlar neredeydi şimdi nerde İster güneş ol yak beni Yağmurum ol ağlat beni Aklım başka duygularım başka yerde İster güneş ol yak beni Yağmurum ol ağlat beni Aklım başka duygularım başka yerde Bir deli rüzgar savurdu beni böyle Bu mutlu tutsak benim altın kafeste İster güneş ol yak beni Yağmurum ol ağlat beni Zincirleri yüreğimin artık sende İster güneş ol yak beni Yağmurum ol ağlat beni Zincirleri yüreğimin artık sende Yok ağlatmaz asla beni bir gün ayrılık Pişmanlığım nefret olmaz, öfke olmaz Senden daha acı bir hasret bulunmaz Yok ağlatmaz asla beni bir gün ayrılık Pişmanlığım nefret olmaz, öfke olmaz Senden daha...

DEBBİE MACOMBER'IN HAYATINA YOLCULUK

DEBBİE MACOMBER VE EŞİ WAYNE Debbie Macomber‘i New York Times’ın en çok satan yazarlarından biri yapan en önemli özelliği zorlayıcı karakterler yaratmak ve onlara kitaplarında gerçek bir yaşam sunmak. Kendi deneyimleri ve gözlemlerine dayanarak yazdığı romanlarında küçük kasaba yaşamları, ev ve aile, sağlam dostluklar büyük yer ediniyor. Her kitabı dünya çapındaki okuyucularına keyifli bir mizah duygusu tattırıyor. Disleksi olmak ve dört çocuğun genç annesi olmak onu hayallerinin peşinden koşmaktan vazgeçirmedi. Heartsong, 1982 yılında yazdığı ilk kitabıydı. Romantik tarzda yazdığı ilk kitabı Heartsong, giderek daha da ilgi görmeye başladı. Debbie Macomber Bestseller listesinde yerini korumayı başardı. 3 kitabı the New York Times Bestseller’da, USA Today’de ve Publishers Weekly’de 1. sırada yer aldı. 44 Cranberry Point, Romantik Kurgu Quill Ödülü’nün sahibi oldu. The Christmas Basket 2005 yılında RITA® Ödülü’nü, RT Book Reviews Kariyer Başarı Ödülü’nü, Holt Madalyo...

Debbie Macomber eserleri

Evet arkadaşlar, şimdi size büyük  hayranı olduğum bir yazardan bahsedeceğim.Öyle ki Türkçeye çevrilmiş biri hariç tüm kitaplarını aldım ve büyük bir zevkle tek solukta okudum.O eksik kitabı da yeni gördüm hemen alacağım.Sizlere de şiddetle tavsiye ediyorum.Zaten 5 romanı seri halinde.Diğer 6 tanesi de farklı ama müthiş kitaplar.İşte size benden sırasıyla Türkçeye çevrilmiş kitaplarının listesi: -Küçük Mucizeler Dükkanı -Bir Yumak Mutluluk -Bahçemde Yeşeren Umutlar -Mucizeler Dükkanına Dönüş -Bir Dilekle Başladı Her şey -Yeni Başlangıçlar Mevsimi -Gül Limanı Oteli -İyi Ki Geldin -Sevginin Son Dileği -Melekler Korusun -Çiçeklerimi Rüzgara Verdim Ben bu kitapların Martı Yayınevi'nden çıkmış basımlarını seviyorum.Fakat bazıları sadece Epsilon Yayınevi'nde basılmış.O da çok fena değil.Fakat kitaplar bir harika.Mutlaka okuyun diyorum ve de beğenmeme ihtimalinizi sıfırlıyorum.     Gerçi kitaplar 35 yaş ve üzeri kadınlar tarafından beğeniliyormuş en çok ama b...